Mekan konum itibarı ile şehir merkezinde sayılabilir. Kapıdan girdiğiniz gibi çok sıcak bir ilgiyle karşılaşıyorsunuz ve salona girdiğinizde gördüğünüz sadelik şaşırtabiliyor.
Menüde çoğunlukla italyan mutfağının malzemeleriyle orta ve uzak doğu mutfaklarının malzemelerinin harmanlandığı tabaklar yer alıyor. Burda yayınlamak için birkaç fotoğraf çektim ama cep telefonunu kullandığım için kalitenin kusuruna bakmayın..
Ördek göğsü, hurma sosu ve kara lahana ile.
Bu ise yeşil elma ve üzüm suyu ile dülger balığı, yanında yosun, patates ve karidesler ile beraber.
Burdaki geleneğe aykırı olarak ben genellikle önce ana yemeği sonra eğer doymadıysam başlangıcı (makarna veya risotto) yemeği tercih ettiğim için ördekten sonra garsonun "bizim risotto iyidir" yorumunun da üstüne yine füzyon mutfağından bir tabak olan toma peynirli (bir çeşit fransız inek peynri) ve hurma ile (bu sefer taze hurma ama) servis edilen risottoyu yedim. Ortasindaki erimiş çikolatanın yemeğin tadını bastırmasının dışında gayet güzeldi.
Şarap menüsü de oldukça zengin. Ben İtalya'nın kuzeyinden bir pino nero (2007) tercih ettim.
Son olarak fiyat konusuna da biraz değinmek isterim. Biz iki kişi başlangıç, ana yemek ve şaraba yaklaşık 230 euro verdik. Bence bu kalitedeki bir lokantaya göre uygun sayılabilir.
Neticede Roma'ya yolunuz düşerse uğramadan geçmeyin derim.
Selamlar.
